SİZLERİ ÖZLEDİK

Merhaba değerli okuyucularım… Benim ve eşimin yoğun sağlık problemlerinden dolayı altı aydır sizlerden uzak kaldım. Sizleri o kadar çok özledik ki… Altı aydır yazamadığım için çoğu dost, arkadaş ve okuyucum Başkent Postası’ndan ayrıldığımı zannetmiş. Beni arayıp-soran yakın dost ve arkadaşlarıma durumu izah ediyordum. Tabi ki diğer tüm okuyucularım ‘neden yazamadığım’ konusu hakkında herhangi bir malumatları yoktu. O yüzden haklı gerekçelerle Başkent Postası’ndan ayrıldığımı düşünmeleri gayet normal. Yazamadığım altı ay içinde Başkent Postası yetkilileri Seyfi Uzunkök ve Serdar Nalcı kardeşimle ara sıra da olsa telefonla görüşüyorduk.

Nihayet aile olarak daha yeni yeni kendimize gelebildik ve toparlanabildik. Kolay değil, beş yılda beş kalp krizi: kalpte üç stent, bir de kalbiniz yüzde 20 çalışıyorsa ve yaşamınızı haplara bağlıysa… İşte sizlerden altı aydır uzak kalmamın gerekçeleri bunlar. Sağlıklı düşünemiyorsunuz, medyayı ve gündemi rahat takip edemiyorsunuz, psikolojik olarak da kendinizi iyi hissetmiyorsunuz: bu şekilde ve bu kafayla nasıl yazacaksınız… Şükür ki kendimizi daha yeni yeni toparlayabildik. Şu anda iyiyiz. Ve Başkent Postası’nda yazmaya devam…

İki yıldır Başkent Postası’nda rutin günlük yazılarıma paralel siyasi, ekonomik, teknolojik, istihbarı ve dış politika içerikli haber-yorumlarla birlikte çok önemsediğim bazı araştırmalarımı yayınlamıştım. Yazılarım, haber-yorumlarım ve  araştırmalarım çoğu zaman çok uzun olduğu için Başkent Postası yazarlarından ve bazı okuyucularımdan olumlu/pozitif eleştiriler alıyordum. Yazılarım, haber-yorum ve araştırmalarım gerçekten bazen çok uzun oluyordu. Şahsıma yönelik bu eleştirilerde Başkent Postası yazarları ve okuyucularım haklıydı. Zaman için de bu konuda kendime çeki-düzen verdim. Bundan sonra yazılarımı, haber-yorumlarımı ve araştırmalarımı elimden geldiğince kısa tutmaya çalışacağım.

Gazetecilik ve yazarlık konusunda tam 45 yıllık tecrübem olmakla birlikte uzmanı olduğum istihbarat, psikolojik harp/savaş, terörle mücadele gibi üç saha var! Zaten bütün yazılarımda okuyucularım bu üç sahanın yansımalarını hissediyorlardı. 45 yıllık gazetecilik ve yazarlık hayatımın yanında devletimize yardımcı olabilmek için bir de 40 yıllık terör mücadele hayatımız da var! Yazmış olduğum kitaplarda bu konuyu açık bir şekilde izah etmişimdir. Devletimizin ve milletimizin bekası için sadece yazarak değil ölümüne bir mücadele vererek hayatımızı geçirdik. 40 yıldır olduğu gibi hala da kefenliyiz!..

40 yıldır PKK ve FETÖ terör örgütlerinin korkulu rüyası olduk ve olmaya da devam edeceğiz. Sıradan, rutin ve normal bir gazeteci ve yazar değildik! Sınırötesi bir gazetecilik ve yazarlık anlayışı ile yıllarca yazıp-çizdik. Gazetecilik ve yazarlık mesleğime günlük zamanımın ancak üçte birini ayırabiliyordum. Üçte ikisi vatan-millet-devlet!.. Hala da bu şekilde yaşamaya devam ediyorum. Vatan-Millet-Devlet konusunda tam 10 yıldır sessizliği tercih ettik! Hazırlık yaptık! Fakat sessizliğimizi fırsat bilen hainler ve şerefsizler meydanı boş bulup cirit atmaya başlamışlar. Biz de onları 10 yıldır sessizce izliyorduk! Hem devletin içindeki hain ve şerefsizleri hem de sahadaki hain ve şerefsizleri… Bilhassa FETÖ uzantılı kriptolar! Bir de çıkarları uğruna bulunduğu kurumları ve mevkileri rant kapısı haline getirenleredir sözümüz! Bekleyin geliyoruz! Sizlerle çok işimiz olacak!  Ve yeri ve zamanı gelince sizlerin bütün kirli çamaşırlarınızı çarşaf çarşaf ortaya dökeceğiz. Sizlerin ne kadar vatan haini ve şerefsiz olduğunuzu bütün milletimiz öğrenecek.

Kısaca şu anda değerli okuyucularımıza kavuşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Dolu dolu yazı, haber-yorum ve araştırmalarımızla Başkent Postası’nda kaldığımız yerden devam…