Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Sömürülen Atatürk

Herkesin şapkasını çıkarıp (korkmayın şapka devrimi zaten kadük oldu, CHP’lilerden bile şapka takan yok) sorması düşünmesi gereken pek mühim sorular şunlardır:

1) Türkiye şapkayla, Latin alfabesi ile, açıklık saçıklık ile, rakı içmekle, dans etmekle niçin ilerleyemedi, Ortadoğunun Japonya’sı niye olamadı?

2) Kemalistler Türkiyede niçin yüzde yüz yerli bir otomobil ve uçak sanayii kuramadılar? Nuri Demirağ’ın uçak fabrikasını niçin iflas ettirip, kapattırdılar? Hindistan atom bombası yaptı da biz niçin yapamıyoruz?

3) Her 10 Kasım’da Atatürk’e bağlılık yemini etmenin mantıkî, tutarlı, çağdaş bir cevabı var mıdır? Bir İslâm memleketinde korkunç sirenleri çalmak, insànları korkutmak yerine Müslüman mevtalar için sevabına Yásîn-i Şerifler, Mevlidler okutmak daha güzel ve doğru olmaz mıydı?

4) Mason tekkeleri açık da, tasavvuf tarikatları niçin yasak ve kapalı?

5) Yahudiler Cumartesi, Hıristiyanlar Pazar günü hafta tatili yapabiliyor da, Müslümanlar Cuma günü niçin tatil yapamıyor?

Bu suallere cevap vermek yerine istikbâlimiz olan gençleri körpe beyinleri, «Atatürkçülük» dediğiniz ve içine sloganlardan başkasını koyamadığınız bir ucube ile iğdiş etmenize vatanseverlik ve çağdaşlık, denilebilir mi?

Dünya üzerinde bu kadar HEYKEL diken bir başka ülke kaldı mı? Onların hiç mi kahramanları, heykelini dikecekleri adamları yok?

Fatih Sultan Mehmed Han gibi çağ açıp çağ kapayan bir atamız var ve onun mütevazı bir türbesi var. Halk gidip bir Fatiha okuyor dönüyor ve bunu senenin yalnız 29 Mayıs İstanbul’un Fethi günü yapmıyor…

Hâkezâ ABD’nin bile adına sergiler açıp saygıyla andığı, «Muhteşem Süleyman» ve «Kanunî» lakaplı Sultan Süleyman ceddimiz var ve onu da senenin herhangi bir günü veya günleri anıyor, Fatiha’lar Yásîn’ler okuyoruz mübarek ruhu için.

Öyle her ölüm günü veya her kıçımız yandığında yanına da koşmuyoruz kalabalıklar halinde… Muhteremler bu nasıl bir kafadır Allah aşkına?

Atatürk’ün aleyhinde en ağır, en hakaretâmiz, en saldırgan yazıları yazarlardı. 28 Şubat’tan sonra tamamı koyu birer Atatürkçü kesildiler.

“30’lu yılların inkılap kanunlarına dönülmelidir” diye propaganda yaptı bu fırıldaklar. Dün Atatürk’e küfrediyorlardı bugün su katılmadık Atatürkçü oldular? Yazık ki, birtakım resmî şahıs ve kurumlar da bu fırıldakların oyunlarına geliyor.

Atatürkçü Düşünce Derneği’ne, Çağdaş Yaşamı Destekleme gibi yerlere yardım yapıyormuş. Binbir sıkıntı ile pençeleşen zavallı Türkiye’nin, zavallı milletin, devletin paraları israf ve heba ediliyor böyle.

Bizde genelleşmiş ve sürekli güncellenen bir Atatürk istismarı, sömürüsü vardır. Herkes Atatürkçü geçiniyor, Atatürkçü görünüyor. Sağcı Atatürkçü, solcu Atatürkçü. Milliyetçi, Türkçü, kozmopolit, birbirlerine zıt ideolojilerin taraftarları hep Atatürkçü.

Lâik Atatürkçü, dinci Atatürkçü. Peki bunca uyuşmaz inanç, ideoloji, sistem taraftarlarının hepsi birden nasıl Atatürkçü olabilir? “Kaf Dağı’nı assalar belki çeker de bir kıl, / Bu ifritten sualin kılını çekmez akıl” demişti şair.

Atatürk 1938’de öldü, o zamandan bugüne kadar tam 83 yıl geçti. Dünyada akıl almaz değişiklikler oldu. Türkiye de çok değişti. Atatürk’ün Atatürkçülüğü nerede, şimdiki Atatürkçülerin Atatürkçülüğü nerede.

Atatürk 1935’te Mason localarının kapatılmasını istemişti. 1945’te Millî Şef İsmet Paşa, Atatürk Atatürk diye diye locaları tekrar açtırdı.

Atatürk devletçiydi, şimdiki Atatürkçüler liberalist. Bu Atatürk istismarı ve sömürüsü kaldırılmadıkça Türkiye iflah olmaz, selamet sahiline çıkamaz.

Şimdi moda özelleştirme ya diyorum ki, Atatürk ve Atatürkçülük de özelleştirilsin. Atatürk’ü sevmek, korumak samimî Atatürkçülere bırakılsın, devlet eliyle yapılmasın. Ona en büyük zararı birtakım sahte Atatürkçüler, eyyamcılar, arivistler, makyavelistler veriyor.

Atatürk’ü Koruma Kanunu da kaldırılmalıdır. Hiçbir aklı başında vatandaş tarihî bir şahsiyete söğüp saymaz, hakaret etmez. Atatürk’le ve Millî Mücadele ile ilgili sun’î (yapay), uyduruk, mitolojik tarih de kaldırılmalıdır. Büyük adamların kanunla korunmaya ihtiyaçları yoktur. Bugünkü Atatürkçülük bir resmî ideolojidir.

Zamanımızda hiçbir medenî, ileri, hukuklu, gerçek demokrat, insan haklarına saygılı ülkede resmî ideoloji kalmamıştır. Bu gibi ülkelerde bütün ideolojiler özelleştirilmiştir.

Gerçek Atatürk’ü incelemek üzere enstitüler kurulsun. Bu enstitüler sağlam bilgilere, gerçek belgelere dayanarak ilmî araştırmalar yapsın. Atatürk’le ilgili bütün belgeler arşivlerden çıkartılıp yayınlansın.

Başta İngiltere olmak üzere yabancı ülkelerin arişvleri de taranmalıdır. Atatürk’le ve Millî Mücadele ile ilgili on binlerce kitap, broşür, makale, gazete, dergi ve belgenin yurda sokulması bakanlar kurulu kararlarıyla yasaklanmıştı. Bütün bu yasaklar kaldırılmalıdır.

Atatürk’ün vasiyeti hâlâ açıklanmamıştır, devletin gizli kasalarında saklanmaktadır. Atatürk hálâ büyük bir bilinmeyendir.

Atatürk’ü âlet ederek para kazanmak, zengin olmak, makam ve mevkii kapmak yolları kesinlikle tıkanmalıdır. Büyük hırsızların, banka soyguncularının, vurguncuların, talancıların, genel kokuşmanın büyük aktörlerinin Atatürkçü görülmesi Atatürk’ün lehine midir?

Devlet İslâmî cemaatlere, derneklere, vakıflara nasıl yardım etmiyorsa, Atatürkçü kuruluşlara da yardım etmemelidir. Fırıldak derneklere verilen ve lüzumsuz törenlerde heba edilen para, fakir fukaranın devlete bedduâsına yol açıyor.

Bugün saat 9’u beş geçeden itibaren (hemen) tabular, yasaklar kaldırılmalı, «Atatürk sömürücülüğü» sonlandırılmalıdır 10.11.2021

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER