Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Muhsin Akıl

Türkiye’nin Uluslararası Arenadaki Jeopolitik, Stratejik ve Barışçı Gücü

Dünya kabına sığmıyor. Dünyayı rahatlık bozuyor. İlla savaş, illa savaş… 1. ve 2. Dünya Savaşları demek ki yetmemiş. Şimdi de 3. Dünya Savaşı için kolları sıvadılar. Uzun yıllara yayılan Soğuk Savaş dönemi sona erdi ya… Emperyalist küresel güçler kana, sömürüye ve zulme doymuyor. Hala kan akıtmak, sömürmek ve zulüm yapmak istiyorlar. Dünyayı yöneten bir avuç ‘süper güç’ milyarlarca insana hükmetmek istiyor. Dünya ‘bizim kontrolümüzde olsun’ savaşı… Emperyalist küresel güçlerin kan dökerken, sömürü ve zulüm yaparken en büyük sloganları barış, adalet, demokrasi ve insan hakları… İnsanlığı ancak böyle kandırıyorlar.

3. Dünya Savaşı’na sebep olabilecek ‘üç ayrı yara’ kaşınmaya başladı! İlk yara Rusya-Ukrayna idi: kaşıdılar ve iki ülke arasında ‘savaş’ patlak verdi. İkincisi Türkiye-Yunanistan arasındaki yarayı kaşıyorlar. Üçüncüsü de Çin-Tayland yarası. Bir yanda ABD, bir yanda Rusya ve bir yanda Çin: üç süper güç!.. Bir de daha önceki yaralar vardı. Bunlardan birisi Azerbaycan-Ermenistan arasındaki yaraydı. Azerbaycan-Ermenistan Savaşı’ndan bekledikleri sonucu alamadılar ve bu savaş Azerbaycan’ın lehine sonuçlandı. Şimdi de Kosova-Sırbistan yarasını kaşıyorlar…

Çünkü Ortadoğu’da, Orta Asya’da ve Balkanlarda amaçlarına tam ulaşamadılar. Afganistan, Irak ve Suriye üzerinden yapmış oldukları hesap tutmadı. Bir yere kadar başardılar. Fakat sonuca gidemediler. Afganistan, Irak ve Suriye işgalleri ile istenilen/amaçlanan asıl sonucu alamadılar. Üç işgal girişimi de fiyasko ile sonuçlandı. Hüsrana uğradılar.

Onlar dünyayı tek kutuplu bir merkezden yönetmek istiyorlardı. Fakat dünya pastası üçe bölünmüştü. Dünyadaki üç süper gücün karşılıklı tehditleri dünyanın tek kutuplu merkezden yönetilmesine izin vermiyordu. ABD, Rusya ve Çin kendi güçlerini korumak, kendi sömürge alanlarına kimseyi sokmamak ve kendi kontrollerini kaybetmemek üzere birbirleriyle adeta yarış ediyorlar… Dördüncü süper güç diyebileceğimiz AB (ki Avrupa ülkeleri) hava durumuna göre tavır ve duruş sergiliyorlardı. Kendi aralarındaki sorunlar yüzünden başlarını kaldıramıyorlar. Tabi ki boş da durmuyorlar!..

Diğer yanda İngiltere, AB ve İsrail var… Bloklaşma yönünden İngiltere, AB ve İsrail, ABD’nin yanında. Rusya eski gücüne kavuşmak/ulaşmak için açılım yapmak istiyor. Sovyetler Birliği döneminde kaybetmiş olduğu toprakları/ülkeleri yeniden kontrol edebilme mücadelesi veriyor. Çin ise Asya’ya kimseyi sokmak istemiyor ve Asya bana yeter diyor. Böylesi bir dünyada bu oyunu bozan bir tek ülke çıkmıştı o da Türkiye… Hiç kimse Türkiye’nin 20 yıl gibi kısa bir sürede siyasi, ekonomik, teknolojik, askeri ve istihbarı büyüyerek uluslararası arenada ‘ben de varım’ diyeceğini beklemiyordu. Dengeli bir dış politika izliyor, bloklar arasında taraf tutmuyor, bütün ülkelerle iyi geçinmeye çalışıyor.

Türkiye, üç kutuplu dünyada kimsenin yapamadığı ve cesaret edemediği küresel sorunları çözmede öncülük etmeye başlamıştı. Bundan önce gücünü terörle mücadelede göstermiş ve terör örgütü PKK’yı  güney sınırlarının ötesine/dışına atmıştı. Öte yandan Azerbaycan-Ermenistan Savaşı ve Libya’daki iç Savaş’ta aktif rol oynayarak dünyanın dikkatini çekmişti. Şimdi de Rusya-Ukrayna Savaşı’nı durdurmak için arabuluculuk görevini ‘kendinden zuhur bir anlayışla’ üstlenmiş ve her iki ülke arasında olağanüstü bir diplomasi trafiği yürütüyor. Ayrıca dünyayı kasıp-kavuran tahıl krizini de yine Rusya ve Ukrayna’yı ikna ederek çözdü.  O yüzden Türkiye’ye bir şey diyemiyorlar. Ara-sır aba altından sopa gösterseler de şimdilik Türkiye’nin sırtını sıvazlıyorlar. Türkiye’nin barışçı ve insancıl atılımları, yaklaşımları ve adımları sessiz kalmalarını sağlıyor. Oysaki gerçekte hiç de öyle değiller!.. Hele fırsatını bir bulsalar Türkiye’yi bir kaşık suda boğmak için ellerinden geleni yaparlar. Onların Türkiye’nin yüzüne gülmeleri, aferin demeleri ve övgüler dizmeleri tamamen çıkarları doğrultusunda…

Yazımızın başında 3. Dünya Savaşı’ndan söz etmiştik. Zaten amacımızda sözü yine 3. Dünya Savaşı’na getirmekti. Aslında şunu demek istiyoruz: 3. Dünya Savaşı’nın çıkma olasılığını ortadan kaldırabilecek tek  bir ülke var o da Türkiye. Diyelim ki 3. Dünya Savaşı patlak verdi, bu savaşı durdurabilecek tek ülkenin Türkiye olabileceği kanaati/inancı daha şimdiden oluşmaya başladı. Türkiye sessiz ve derinden büyümekte… Türkiye uluslararası satranç tahtasında öyle hamleler yapıyor ki… Zaten ABD’yi, Rusya’yı, AB ülkelerini ve bütün dünyayı şaşırtan da bu ya… Artık Türkiye’nin uluslararası arenadaki jeopolitik, stratejik ve barışçı gücünü hiç kimse görmezlikten gelemiyor. O yüzden bütün dünya Türkiye’yi  bazen merak, bazen heyecan, bazen de tedirgin ve korku içinde izliyor!..

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER