Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Deprem Allah’ın ihtarıdır

Düzce merkezli 5,9 şiddetinde dün gece meydana gelen zelzelede henüz bir can kaybı yok. Binalardan bazıları hasar gördü ancak toplamda Düzce’de 37, İstanbul’da 1, Zonguldak’ta 6, Sakarya’da 1 ve Bolu’da 1 olmak üzere 46 yaralı var. Balkondan atlayan ve durumu ağır bir can var. Allah şifa versin. Allah bizi felâketlerin her türlüsünden “el Hafız” ismiyle korusun. Amin.

Dün, insàn hakları bahsinin bir cüzü olarak “inanmmak, inandığı gibi yaşamak” konusuna değinmiş, Müslümanların geçmişte yoğun, bugün ise marjinal olarak yaşadığı baskılardan, uğursuzluklardan ve nihayet ucube yargı kararlarından bahsetmiş, “Resmî ideoloji mimarlarınca yürürlükte tutulan gizli anayasaya göreydi bizim işimiz. Hukukun üstünlüğüne göre değil” demiştik.

Misâl olarak da, 1999 Düzce Depremi akabinde yorum yapan birine verilen cezadan bahsetmiştim. Bu kişi YeniAsya gazetesi imtiyaz sahibi Mehmet Kutlular idi. Ne o gazeteye ne bu kişiye bir sempatim yok. Beni üzen; kim olursa olsun, fikir ve inancını ifade ettiği için ceza alması. Bu medeniyet düşmanlığıdır, gâvurluktur.

Gerek âyet-i celîlelerde gerekse hadîs-i şerîf’lerde açıkça belirtilmiştir Allah’ın gazabı. Bunu inkâr eden kâfir olur. Meselâ Hadîd Sûresi’nde (57/22) (Gerek) yerde, (gerek) nefislerinizde herhangi bir musîybet vukua gelmemişdir ki bu, bizim onu yaratmamızdan evvel mutlakaa bir kitabda (yazılmış)dır. Şübhesiz ki bu, Allah’a göre kolaydır” buyurulur.

Deprem gibi büyük bir hadiseyi kim hafife alabilir? Yüzler hattâ kimi zaman onbinler, yüzbinler ölebiliyor depremlerde. Böylesi büyük bir hadiseyi de en küçük bir şeyi de yaratan (mü’minler için, inancımıza göre) O’dur (c.c).

Allah’tan başka kimsenin yaratma gücü yok. Allah dilemedikçe bir yaprak dahi düşmez. Gâvurlar diyor ki, “Depremler yeraltındaki gaz ve erimiş madenlerin ve/veya magma tabakasında yüzen kara parçalarının harekitiyle, ilmin izah edebildiği tàbîî hadiselerdir, nasıl bunu günahlara, isyanlara bağlarsınız?”

Gâvurlar imansızlar böyle diyebilir de, her gün beş vakit namaz sonrasında veya zikirlerinde “Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâşerîkeleh, lehu’l mülkü ve lehu’l hamdü ve hüve alâ külli şey’in kadîr” (Tek ve ortaksız olan Allah’tan başka hiç bir hak ilah yoktur. Mülk onundur, hamd onundur. O, her şeye kadirdir!) diyen Müslümanlar nasıl o şirkten, isyandan pay alabilir?

Şimdi bu gâvur takımına ilim bahsinden de birkaç kelâm edelim. Öyle ki, ilim maskesi altındaki asıl niyetleri (dinsizliğe köprü) ortaya çıksın:

“Depremler yeraltındaki gaz ve erimiş madenlerin ve/veya magma tabakasında yüzen kara parçalarının harekitiyle, ilmin izah edebildiği tàbîî hadiselerdir, nasıl bunu günahlara, isyanlara bağlarsınız?” Ya öyle mi?

“O (Allah, c.c) her şey’i hakkıyle bilendir (en büyük ilim sahibidir)(Baqara – 29) “«Size demedim mi ki göklerin ve yerin gaybını şübhesiz ben bilirim. Neyi açıklarsanız, neyi de gizlemişseniz ben biliyorum.»” (Baqara – 33)

Allah en büyük ilim sahibidir o hâlde deprem de Allah’ın ilmiyle yarattığı bir hadise olarak O’nun (c.c) kudret sahasındaki bir hadisedir. Ve depremi dilerse bir rahmet, dilerse bir musibet haline getirebilir. Esasen depremler temelde rahmettir, yeryüzünün hareketi onun canlı olmasıdır.

Demek ki her şeyde olduğu gibi depremlerde (zelzelelerde) de rahmet ve azab olabilir. O hâlde “deprem ilâhî bir ihtardır” sözüne niçin gıcık kaptılar ve o yazara en üst limitten (2 sene) hapis cezası verdiler? El’ân da huysuzlananlar var böyle dediğimiz için.

İlâhî ihtar, Allah’ın (esasen) rahmetidir. Allah kullarının düzelmesi, sapıklıktan el çekmeleri için de korkutur. Bırakın saçmalamayı da yola gelin.

Muhterem okurlarım, son Düzce depremi de hepimizi silkelemeli kendimize gelmeliyiz. LGBT işine kadar geldik. Bunun sonu hayra çıkar mı? 23.11.2022

074933 00000000000yzhbr

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER