Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yücel Can

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINA KADAR FİLİSTİN

İKİNCİ DÜNYA SAVAŞINA KADAR FİLİSTİN

Osmanlı’dan çok İngilizlere tanınan yakınlığın gazabına uğrayan Araplar aynı zamanda İsrail ve İngilizlerin yakınlaşmasına da ister istemez fırsat vererek Balfour Deklarasyonu ile 2 Kasım 1917’de İngiltere’nin Filistin’de bir Yahudi Devletinin kurulması için tüm imkânlarını kullanacağının bildirilmesi ile İsrail devletinin kurulması giderek hız kazanmıştır.
Bir zamanlar Osmanlı’nın huzur merkezi olan Arapların akıl almaz fikirlerinin, 25 Nisan 1920’de yapılan San Remo Konferansı’nda Filistinlilerin, İngiliz Mandası’nın kabul edilmesi sonrasında iki yıl içerisinde maalesef Filistin tarihi bir hatayla tamamen İngiliz yönetimine bırakılmıştır.
Bir Yahudi oyunu olarak da Siyonist Sir Herbert Samuel de Filistin’e ilk İngiliz Yüksek Komiseri olarak gönderilmiştir. Kim bilir Filistin’in çekmiş olduğu acıların belki de en büyük nedeni bu tarihi hatanın vuku bulmasıdır.
Tarihin unutamayacağı 1936-1939 tarihler arasındaki da Arap Liderlerin, Yahudilere karşı bir araya gelerek Arap Yüksek Komitesi’ni kurmaları sonrası Filistin’e gelen bir komisyonun, Yahudilerle Arapların aynı devlet içinde yer almasının mümkün olamayacağı fikrinden hareketle Filistin’in bölüştürülmesini ortaya koyan Peel Raporu bir noktada Filistinlilerin bağımsızlıklarını da tartışılır hale getirmiştir.
Yahudiler gerek sinsi oyunları, içten pazarlıkçı tavırları, hileli ilişkileri, Haçlılar ve İngilizlilerle yapılan iş birlikleri, toprak satın alma ve kiralamalar, göçler gibi tavırları ile zorunlu da olsa yurt edinmeye çalışan bir millet olma özelliğinin yanında huzuru bozan, fitne ve fesadın temsilciliğini yapan millet olma özelliği ile de en fazla peygamber gönderilen kavim olma birinciliği şerefine sahip bozguncu temsilcilerdir(!)
Ve sonuçta dünyanın gözü önünde yaşanan vahşet, insanlığın insanlığını yitirmesi.
Filistin’den gelen çığlıklar, vaveylalar, dün masum Muhammed’e çevrilen kahpe kurşunun dehşet manzaralarını ve babasına ağıt yakarak Filistin’e ağlayan yürekli kızın feryatlarını bastırır hale gelen dehşet veren manzaraları.
Öldürülen sadece insanlar değil, aynı zamanda insanlık. Yaşasın zalimler için cehennem, kahrolsun insanlığı yok eden kirli eller ve işbirlikçileri…
Başkent Postası yucelcan2306@gmail.com

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER