Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Diyaeddin ULUCAN

Türkiye-Fransa İlişkileri

Osmanlı ve Fransa arasında, 16. yüzyılda Şarklen’e esir düşen Fransa kralı Fransuva’nın annesinin Kanuni Sultan Süleyman’dan yardım istemesiyle diplomatik ilişkiler başlamıştır.Daha sonraki süreçte 1535 yılında Fransa, Osmanlı ile İspanya’ya karşı işbirliği yapmıştır.3.Selim dönemine kadar da Osmanlı ile Fransa arasındaki ilişkiler olumlu yönde sürmekteydi.Ancak Fransız Devrimi’nden sonra yönetimi ele alan Napolyon Bonapart’ın Mısır üzerindeki emelleri, Osmanlı ile Fransa arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden olmuştur.Daha sonraki süreçte Fransızlar, Mısır’ı ele geçirmeyi başaramamış ve Osmanlı Devleti ile 1801 yılında El Ariş Antlaşması’nı imzalamışlardır.Bundan dolayı Osmanlı ve Fransa arasındaki ilişkiler olumlu yönde seyretmeye başlamıştır.Napolyon Savaşları sürecinde de Osmanlı yine Fransa’nın yanında yer almıştır.Fransız Devrimi sürecinde ortaya çıkan milliyetçilik akımından Osmanlı’da etkilenmiş ve Osmanlı Devleti’nin ırk temelli anlayışa yönelmesine neden olmuştur.Bu süreçte Osmanlı aydını laikleşmiş ve etkileri günümüze kadar devam eden ırksal çatışmalara yol açmıştır.Ancak bu böyle bilinmelidir ki eğer bir devlette milliyetçilik olacaksa bu milliyetçilik bayrak milliyetçiliği olmalıdır, bir ülkenin milletinin birliği ve bütünlüğü yönünde milliyetçilik olmalıdır.1.Dünya Savaşı sürecinde ise Fransa, Osmanlı’nın karşısında yer alarak Osmanlı’ya zarar vermiştir.Son dönemde ise 2001 yılında Fransa’nın Ermeni iddialarına yönelik söylem, tutum ve davranışları ilişkileri iyice germiştir ve Türkiye tarafından kınanmıştır.Ayrıca Fransa, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik sürecinde de Almanya ile beraber Türkiye’nin üyeliğine karşı çıkan başlıca ülkelerdir.Daha sonraki süreçte 2009 yılında Fransa’da Türkiye Yılı ilan edilmiştir.Bu durumla birlikte Türkiye, Fransa’da az da olsa kendini tanıtma fırsatı bulmuştur.2011 yılında ise Fransa, Ermeni iddialarını meclise taşımış ve kabul etmişlerdir.Bu durum Fransa’nın kendi kirli tarihini unutarak Türkiye’ye attığı bir iftiradan başka birşey değildir.Zaten gerçekler de dosyalar da Fransa’nın Türkiye’ye iftira ettiğini kanıtlamaktadır.Ancak 2011 yılındaki bu tavır Türkiye ile Fransa ilişkilerini iyice germiş ve Türkiye, Paris Büyükelçisi’ni Ankara’ya çağırarak Fransa’ya karşı yeni yaptırım kararları almıştır.Fakat daha sonra bir iftira olan bu asılsız iddialar Fransız mahkemeleri tarafından iptal edilmiştir.2012 yılında Fransa’nın yeni Cumhurbaşkanı seçilen François Hollande dönemi ile birlikte Türkiye ile ikili ilişkilerde iyileşmeler görülmeye başlamıştır.Bu kapsamda 2018 yılında Türkiye ile İtalya ve Fransa arasında savunma sanayiye yönelik Uzun Menzilli Bölge Hava ve Füze Savunma Sistemi Antlaşması imzalanmıştır ve ilişkiler olumlu yönde seyretmeye devam etmiştir.Sonuç olarak Fransa, tarih boyunca Türkiye’ye karşı ikircikli davranmıştır.Bu durum ise Türkiye’nin gerek Fransa gerekse diğer ülkelere karşı denge politikası izlemesini gerekli kılmıştır.Bu vesileyle Türkiye’nin gerek Fransa gerekse diğer ülkelerle olan ekonomik, ticari, sosyal vb her alandaki ilişkilerinin artarak gelişmesini temenni ederim.

Diyaeddin ULUCAN

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER