Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Nusret KEBAPÇI

EKONOMİ NEDEN BÖYLE?

 

Ülkemizde ekonominin durumuna bakıldığında durum hiç de iç açıcı değil.

Çünkü

Kötüye gidişle ilgili herhangi bir önlem alınmadığı gibi yapılanlar önümüzdeki seçim sürecini atlatmak üzerine kurgulanıyor.

Yani anlayacağınız tam bir algı ile ekonomimiz yönetiliyor.

Peki, ne olmalı?

Ya da ne oldu ki ekonomi içinden çıkılmaz bir hale geldi

İsterseniz işin en önemli kısmından başlayalım.

Hani hepimizin canını yakan enflasyondan.

Sahi enflasyon yüzde kaç?

Aslında bu konuda çeşitli söylemler olsa da…

Ya da iktidarca enflasyonu düşük göstermek amacıyla günlük yaşamımızda kullanmak zorunda olmadığımız ürünlerden oluşan sepetin içindeki ürünler zaman zaman değiştirilse de

Mızrak artık çuvala sığmıyor.

Artık gözle görünen bir gerçek var ki günlük yaşamımızda haftalık market alışverişinde…

Akaryakıtta…

Ev kiralarında…

Veya satış fiyatları esas alındığında görünen manzara yüzde 250 ile 300 arasında…

Buna karşı alınan en ciddi önlemler de zincir marketlerin denetlenmesinden daha ötesi değil.

Peki, neden böyle?

Aslında nedeni biliniyor…

Doğrusunu isterseniz adamlar bunu açıkça partilerinin programına yazdıkları gibi…

Pek çok kez de çeşitli miting ve toplantılarda da dillendirmişlerdir…

Ne demişlerdi…

“Biz her türden milliyetçiliği ayaklar altına alıyoruz.” Tabi bunu söylerken ekonomide ki milliyetçilik de işin içine giriyor…

Tabi sözün hepsi bu kadar değil.

Devamı da var…

“Biz aynı zamanda ülkemizi küresel pazar yapmakla da mükellefiz.”

Yani

Yanisi şu…

Zaten 20 yılı aşkın bir zamandır uygulanan ekonomik programdan (Neo liberal)bunu pekala anlamak mümkün de…

Ben yine de anlaşılamadığını düşünerek şöyle söyleyim.

Emperyalizm… 

Hani şimdilerde küreselleşme falan deniyor ya…

Tüm dünyayı tamamen kendi pazarı yapmayı amaçlamaktadır.

Bunun için de…

O ülkede üretim yapan Millete ait her ne varsa, emperyalizmin o alandaki pazarının genişlemesini engellediği için…

Ya zarar falan gerekçe gösterilerek kapattırılır.

Veya ortak ya da tamamen satın alınarak alan yabancı sermaye yararına üretim yapılır hale getirilir.

Ya da satın alınıp kapatılarak yeniden üretim yapması engellenerek ilgili ürün tamamen dışarıdan ithal ettirilir.

İşte ülkede yerli değil…

Milli yani ulusun kaynaklarıyla yaratılmış ne kadar fabrika…

İşletme falan varsa elden çıkarılmasının temel nedeni budur.

Böyle olunca memlekette ne sanayi kalıyor Türk olan…

Ne tarım…

Ne de hayvancılık…

Bir anlamda Osmanlının son dönemlerinde imzaladığı Balta limanı anlaşmasının sonucundaki gibi…

Türk milletinin ürettiği ürünler bitirilerek…

Tamamen ithal ürünler cenneti oluyoruz…

Elbette bu durumda ithal edilecek ürünler için de dolar gerekmektedir…

İhracatımız ithalatı karşılamadığından nasıl bulunacak sanıyorsunuz?

Ya yüksek faizle yabancı bankalardan borç alarak…

Ya da neyin karşılığı olduğunu bilmediğimiz “dost” ülkelerden gelen yardımla… 

Böylece de ister istemez paramız da pul haline geliyor.

Ama ne yazık ki sadece paramız değil…

Memleketin ne kadar mal varlığı varsa…

Sanayi, banka, tarım işletmesi ticari kuruluş hepsi pul olup el değiştiriyor…

Demem o ki…

Bir ülkenin kalkınabilmesinin tek yolu sanayileşmek…

Tarımı ve hayvancılığı geliştirmek…

Bunları da yabancı dev şirketlerin yağmasından korumaktan geçiyor…

Yani Cumhuriyetin ilk yıllarında yapıldığı gibi ekonomiyi yeniden Millileştirmekten…

O halde soruyu şöyle soralım…

Küresel pazar olmayı hedef alan bir anlayış, ekonomide Milli olur mu?

Peki;

Ya ekonomide Milli olmayan, siyasette Milli olur mu?

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER