Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Davut Zat

Hayatımızın Meçhul İnsanları

İnsan hayatı evre evre, dönem dönem, yıl yıl, anbean. Hatta nefes nefes! Baştan nereye gideceğimizi bilemiyoruz. Bu anların birleşerek, elimizden tutup bizi nerelere götüreceğini kestirebilme imkânımız da bulunmuyor. İmtihanımız gereği gizlemiş Allah (cc). Hiç akılda olmayanın başa geldiği, hiç tanımadığımız insanların bize yön verdiği ya da bizim yön verdiğimiz bir hayatı yaşıyoruz. Bu özellikleriyle hayatımıza dahil olanlar sıradanlıktan çıkıyorlar. Bizim için özel bir konuma ulaşıp, “tekten de tek” hale geliyorlar. Sonuçları itibariyle; olumlu veya olumsuzluk açısından bir değer taşısalar da. “Tekten de tek” olma özelliklerini değiştirmiyor bu sonuçlar.

Daha dün yabancı iken, bir anda, çeşitli vesilelerle bir araya geldiğiniz süreçler olabiliyor. Nasip ve kader ekseninde bir dönemeç olup, istikametler belirlenebiliyor. Hayat boyunca çeşitli tekrarlarla insanlar arası böyle bir etkileşimin bizi sarıp sarmaladığına şahit oluyoruz. Etkilenmek istediğimiz için mi etkileniyoruz, yoksa etki gücü yüksek bir kabiliyetin baskısına mı teslim oluyoruz? Ya da kaderimiz bizzat bu kişilerin yanına mı bırakmaktadır bizi, bilinmez.

Bazı tanışıklıklar kalbimizi üzerken, bazıları sevindiriyor. Kimilerinin yaşattığı pişmanlıklarla hiç tanımamış olmayı yeğlesek de kendilerini, yine de tanımış olma gerçeğinden uzak kalamıyoruz! Kimileri ise; tanımak isterken hiç ulaşamadıklarımız arasında yerlerini alıp, geçip gidiyorlar hayatlarımızdan. Aksine durumlarda yok değil hani. Size ulaşmak istedikleri halde sizin kapıları aralamadığınız, duvar gibi kaldığınız kişi ve zamanlar.  Bazıları başta sevindirip sonunda üzerken, bazıları da tam tersi olarak bizleri hayat sınavımızda teste tabi tutabiliyorlar.

Hayat dediğimiz gerçeklik, böyle bir yumağı büyütmek ya da çözmek işleminden ibaret olmalı. Kimi zaman haksızlıklar karşısında savaşırken, kimi zaman da haksızlığın tarafı olabiliyoruz. Bazen de kendimizi savunmak ihtiyacı hissetmeyecek kadar kendimizden eminlik duyarak boş veriyoruz her şeye. Bunun adı kişisine göre; ümitsizlik olabilir, karamsarlık olabilir, vazgeçiş olabilir, melankoliklik olabilir, usanmışlık olabilir. Hangi düşünce ve duygunun itmesiyle gerçekleşiyorsa eylem, tanımı da tam o sonuca denk düşecektir. Kırık kalpler sokağı, insana duyulan güvenin paramparça olmuş görüntüsünün ispatlı halini fotoğraflıyor…

Hayat caddesinin bulvarlarında yol alırken karşınıza çıkacak meçhul insanların, size ve insanlığa değer katmasını diliyorum.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER