Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Said Paşazade / Araştırmacı yazar

İlâhlaştırılmış fani de puttur…

PUT (Ar. Sanem) Buddha isminden gelir. Bir nevi kısaltması (büt, bud). Cahiliye devrinde (veya hálâ hidayete gelmemiş câhil toplumlarda, sûretá dinlerde) tapınılan bátıl ilâh veya ilâhları temsilen yapılan resim ve heykellere denilir.

Cahiliyye örneği Lat, Menat, Uzza, Tağut gibi putlar, günümüz çağdaş misâli ise, uzakdoğuda hálâ var olan Budha heykelleri, hristiyanlardaki gamalı veya sair haçlar ve bizdeki Mustafa Kamal heykelleri gibi taş, bronz, tunç gibi malzemelerle yontularak veya kalıplarla yapılanlar ve türlü resimler…

Seviyesi fevkalâde a’lî (yüksek) dîvan edebiyatımızda putlar yalnızca önünde ihtiram ile tapınılan heykeller anlamında değil, mecâzen sevgilinin güzelliğini anlatmada veya ümmid (umut) anlamında da kullanılmıştı.

Azmîzâde Hâletî isimli şair gûya sevgliye kavuşma ümidini kaybettiği için “Bir destim olursa büt-tırâş-ı ümmîd / Bir destimi de sanem-şiken kıl yâ Rab” der. Yàni “bir elim umut heykeltraşlığı yapmaya amade (umut putları yapan) olursa, öbür elimi de (putçu elimi kesecek) bir «putkıran» eyle Rabbim” diye kahırlanıyor.

Müslüman olan putları sevmez, sevemez. Zira bu küfürdür. Tek ilâh Allah, peşinde tereddütsüz gidilecek, tüm hayatı model kabul edilecek lider ve rehber de Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa’dır (sallallahü aleyhi ve sellem). İki cihan güneşi efendimiz (salat’u selâm olsun) dışında her insàn kabahatli olabilir.

Kabahati, kusuru az da olsa, ebedi rehber kabul edilmez sair insanlar. Zira yanılmaz olan Allah’ın tedrisinden geçmiş tek kişi O’dur (s.a.v). Peygamberler dışındaki insànların mûcizesi olamaz. Olağanüstü işler ancak Allah’ın bahşidir. Bizde sapik Kemalistler M. Kemal paşaya adeta tanrılık payesi veriyor, háşa “olmasaydın olmazdık” veya “sen kendi mucizeni yarattın” gibi kâfirce kelâmlar ediyorlar.

M. Kemal paşa, kabiliyetli ve zeki iyi bir asker ve fakat sonrasında despot bir sivil liderdi. Dinden hoşlanmıyor, hattâ dinin geri bırakacağını iddia ediyordu. Hal böyle olunca layıkından fazla ilgi bile günah bence. Hele ilâhlık payesi, İslâm’ın kerih gördüğü tarzda ihtiramat fevkalâde tehlikeli!

Resmî adetlerden bunlar kaldırılmalı, Ankara’daki Yunan mabedi görünümlü mezarının bulunduğu Anıtkabir de (kendi vasiyetine de bakılsın) sade bir kabire tahvil edilmelidir.

Müslümanlar beş vakit namazda, kabir ziyaretlerinde ve sair zamanlarda bereket için okudukları Fatiha ile, «Ey Allah’ım yalnız sana ibâdet eder ve ancak senden yardım dileriz. (dilerim)» der (Fatiha, 5. àyet) “Fatiha, Kur’ân-ı Kerîm’in hülasasıdır” buyurulmuş. Sırf şu àyet bile bunun işaretidir çünkü.

Velisi, taptığı Allah olan (ehl-i Kur’ân) karanlıktan (zulmetten) aydınlığa (nura, ziyâya) çıkar (binaen’aleyh kurtulur). Yardımcısı, sığındığı, taptığı tağut[1] olan (veya olanlar) ise hem bu dünyada rezil ve rüsvây olur hem ahirette, kabirlerden kalkıldığı günden itibaren cezaların en acısıyla kahrolur!

Baqara Sûresi’nde (257’inci âyet) açık, net ve kesin olarak bildirilir: “Allah, iman edenlerin velisidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. İnkâr edenlerin velileri de tağuttur, onları aydınlıktan karanlıklara (sürükler) çıkarırlar. İşte onlar cehennemliklerdir. Orada ebedî olarak kalırlar…”

“Uydum kalabalığa” da dememek lazım bu devirde. Zira maalesef Hakk’da değil, dalâlette birleşmiş insàn sayısı hayli artmış, sahtekârlık, yalakalık, ihlássızlık, kıylüqal (dedikodu, gıybet) kol geziyor… Veliniz Allah ise, Allah’ı çokca anın ve “hiçbir kınayıcının kınamasından” korkmayın. (Mâide, 54’te.)

Ve dahi Tevbe Sûresi 13’üncü àyetde de, “…Onlardan korkacak mısınız? Eğer (gerçekden) inanmış kimselerseniz kendisinden korkmanıza daha çok lâyık olan bir Allah vardır” buyurulur. “Müstaqim ol Hazreti Allah utandırmaz seni” demiyor muydu evliyâdan Diyarbekirli Said Paşa hazretleri? 05.05.2022

————————————
[1] İnsànları Allah’a isyana sevkeden her bâtıl mabud, Şeytan; cahiliye devrinde Kâbe putlarından biri, Şeytan’ın emrindekilerden herhangi biri, ilâhlaştırılmış fani bir insàn…

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER