Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

KUTLU OLSUN

Elbette isteyen, sabırla okurum diyen o uzun yazımızı da okusun ama meseleyi hülasa edecek olursak:

“İmam yellenirse cemaat…” deriz.

Din, elastik değildir çek uzasın yapamazsın. Yaparsan o din olmaktan çıkar bir hümanizma veya felsefe haline gelir. Birileri de cesaret bulur, dine, din adamına hakaret eden terbiyesizce lakırdılar eder.

Yàni başkan, lider… Hasılı yöneticilerin küçük hatası riyasetlerindekilerin böylesi büyük hatalar, kabahatler hattâ cürümler işlemesine sebep olur.

Neden böyle olur? Zira onlar bunu bilinçli olarak yapmadıkları halde, her hareketleri topluma yansır ve halk için rol model olurlar.

Rol model, yaptıkları veya muvaffakiyetleri sair insànlarca, hasseten de gençlerce taklit edilebilen kişidir. Tâbir, “fertlerin arzuladığı sosyal rol veya statüyü işgal eden referans insàn veya insàn gruplarıyla özdeşleşme” mánâsında yüzyılın başlarında sosyologlarca kullanılmaya başlanmıştı.

Meselâ hayran kitlesinin, profesyonel sporcular veya kimi sanatçıları taklidi veya özentisi şeklinde kendini gösterebildiği gibi, bir siyasetçi yahut zirve ismin hemen herkeste uyandırdığı benzeme isteği de olabiliyor.

Osmanlı Devlet ve medeniyetinin uzun süre Avrupa için olduğu gibi, kimi zaman bir millet yahut devlet de rol model olabiliyor. Şili’li politikacılar ve entelektüeller de 19. yüzyılda Fransa’yı rol model olarak benimsemişlerdi.

Bugünkü Türkiye’de de bazıları Amerikan rü’yâsı görüyor, ABD’yi rol model kabul ediyor maalesef.

Arıza dönemi, tarihimizden kopuş yaşanmasaydı, düştüğümüzde yeniden toparlanmak için bize Osmanlı yeterdi. ABD’nin tarihi boyunca tek vergi ödediği devletin Osmanlı olduğunu bugün kaç kişi biliyor acaba?

* * *

Tevafuka bak zirve isim de İmam Hatipli. İnsàn ister istemez düşünüyor; yoksa o karı kasden mi yàni taammüden mi öyle dedi?

Ve bir de şu var tàbîî: Dört ay önce söylenmiş bir lakırdı birden piyasaya sürülüyor ve ardından apar topar karı tutuklanıp gece vakti cezaevine tıkılıyor!.

Tecavüz ettiği kişiyi hunharca öldüren adama bile bu hızda yargılama yapılmazken bu nasıl iştir? Anlayabilen beri gelsin.

Diyelim ki dört ay boyunca bu işten haberimiz yoktu. Netekim ben yeni öğrendim meselâ. Olabilir. Fakat “adlî kontrol” şartıyla yargı devam ettirilebilirdi. Çok kafa karıştıran bir durum…

* * *

Yunanistan kaşınmaya devam ediyor.

Onlara 26 Ağustos 1922’yi hatırlatmanın tam zamanı.

AA bunu yapmış. Güzel bir video var sayfasında.

Hem Bozdağ Yayınlarında, Prof. Dr. Erkan Göksu’nun kaleme aldığı çalışma yàni Malazgirt Zaferi’nin üç boyutlu illüstrasyon çizimleriyle anlatımı, hem de Büyük Taaruz videolarını komşuya gönderelim.

Akılları başlarına gelir belki. Gelmezse bunun başka yolları da var.

Bir bakıma da şöyle düşünüyorum: Yunanistan Türkiye’yi zorlasın. Bu da faydalı olur, iyidir. Hattâ mükemmel olur. Zira hasseten bugünlerde bizim de kendimize gelmeye ihtiyacımız var.

Düşmanımız yokmuş, tuzumuz kuruymuş gibi azdıkça azdık.

26 Ağustos, yine günlerden Cuma… Haydi ya Allah, kendimize gelelim. Galib et, çünkü bu son ordusudur İslâm’ın diyen mehteran ile hem ağlayıp hem coşalım…

CUMANIZ VE 26 AĞUSTOS ZAFERLERİ MÜBAREK OLSUN. 26.08.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER