Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Ramazan Ercan BİTİKÇİOĞLU

Sevâd-ı âzam’ı takip…

Hadîs-i şerîf’te “Ümmetim dalalet üzerine birleşmez. Öyleyse bir konuda ihtilaf olduğunu gördüğünüzde Sevâd-ı âzam’a (büyük çoğunluğa) tâbi olun” buyurulmuştur. (İbn Mace, Fiten, 8)

Pekâlâ Peygamberimizin (salat’u selâm olsun ona) «ümmetim» derken kasdı neydi? Kavmi yahut milleti miydi, yoksa kendilerine “Müslümanız” diyen herhangi bir topluluk muydu, neydi tam olarak?

Sevâd-ı âzam veya Sevâdü’l-a’zam, Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) ve ashabını takip eden müslüman çoğunluk (büyük karaltı) demektir. Bu büyük çoğunluğu yani ümmeti mecazen «büyük nehir» olarak düşünebiliriz. Tarikatlar, cemaatler bu nehri besleyen derelerdir ama aslolan onlar değil büyük nehirdir. Birleşmek gereken ana cadde odur.

Bazıları (ehl-i kıble olanlar) tekfir edilemez lâkin çay veya dere mesabesindeki kollar, ihtilaflarda müracaat edilecek yerler değildir. Aslolan Peygamberimiz’in (s.a.v) izinden giden ve Ehl-i Sünnet dediğimiz ana caddenin ölçüleridir.

Zaten bunu Kur’ân da teyid eder: “Sizden hayra çağıran, iyiliği emredip kötülükten sakındıran bir ümmet bulunsun” meâlindeki (Âl-i İmrân 3/104) âyetten de açıkça anlaşılacağı üzere hadîs-i şerîf’te geçen «ümmet» bu Ehl-i Sünnet dairesindeki istikamet üzere olan ümmettir.

Ehl-i ilim ile ehl-i tasavvuf arasındaki ihtilaflar küçük ihtilaflardır bunlar gerçek ihtilaf addedilemezler. Gerçek ihtilaf İslâm’ın özüne, ruhuna aykırı itikadlar, sapık görüşler ileri süren ehl-i dalâlet fırkaların ihtilafıdır.

Bazı dangalaklar «Emevi İslâm’ı» diye bir sapık tanımdan hareketle bizim Ehl-i Sünnet itikadındaki sevâd-ı âzam topluluğuna bühtanda bulunuyor, reformist ve bidatlerle dolu, şahsi veya enjekte fikirler ileri sürüyorlar din yerine.

İslâm düşmanlarının istediği de tam olarak budur. Biz büyük nehri terkedip kendi şahsî fikirlerimizi din yerine koyalım da ortada ne din kalsın ne iman. Çağın fitnesi zahir, zamanelerin çoğunun dilinde “bence, bana göre, benim Kur’ân’ın şu àyetine göre hükmüm” gibi zındıkça sözler işitiyoruz.

Fitnecileri teşvik edenlerden kimisinin Şiâ’ya, kimisinin de FETÖ vâri bir şekilde ABD’ye hizmet ettiği áşikâr. Bize áşikâr da insànda biraz basîret olmalı ki fark edebilsin, Hakk ile bátılı.

Türkiye’nin üç tarafı denizlerle çevrili der herkes. Her tarafının fitne ile çevrili olduğunu ise yalnız ehl-i dâva telafuz eder. Onların da sesi kısık. Yazdıklarımızı kaç kişi hakkıyla okuyor meselâ?

Neyse, muhterem okur (artık kaç kişiyseniz), sevâd-ı âzam meselesi mühim, çok mühim. Kılık kıyafetteki moda gibi sen de fitne akımların modasına kapılırsan Türkiye kısa zamanda elden çıkacak haberin olsun.

Ümmet-i Muhammed (s.a.v) olmanın olmazsa olmazı, Kur’ân ahlâkını hayata tatbik, Allah’ın namaz, oruç ve tüm ibadet emirlerini eksiksiz yerine getirmektir.

Laf ile dünyaya nizamat vermek yolunu terkedelim. Halimizi düzeltip, bolca tövbe edelim. Tefekkür ve tezekkürle ağlayalım. Şairin “ağlayın su yükselsin belki kurtulur gemi” diye inlemesindeki derin mánâyı kavrayalım.

Yıllardır bu ülkeye sinsi sinsi sürü sepet tuzaklar kuruluyor. Ágâh olmalı, tüm fitne tuzaklarını bozmalıyız. Düşman bu asırda her zamankinden daha fazla kaleleri içten ele geçiriyor.

Kemalistlere özel olarak dikkat edelim. Bunlarda ne kuva’yı millîye ruhu, hattâ ne samimi Atatürkçüluk var. Bunları besleyenler, yarınlarda câmilerin âlemleri yerine çan takmak isteyenler.

Cumhuriyet kurulurken bunu tam yapamadılar ama asla da vazgeçmediler.

Allah için mesaimize hız verelim. Yahu bari şu yazılarımızı okuyun ve okutun. Bunu da mı yapamıyorsunuz? O hâlde ne haliniz varsa görün. Allah müstehakınızı verecektir. 15.05.2022

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER