Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
ECESU Delikkaya

VİCDAN SANDIĞI

 Hepimizin acılarını sakladığı bir sandığı vardır. Kimimiz şiirler şarkılar ile kimimiz fotoğraflar ile simgeleştiririz hislerimizi. Günün sonunda o sandığa koyulup toprağa veriliriz. Ardımızdaki yaşlı gözler ve bırakılan güllerin sayısı kim olduğumuzu anlatır. Şimdi resme bakın, ne kadar az gereçle vedalaşacağınız gezegene acı vermek işinize gelir mi? Sizden sonra nefes almaya devam edecek çocuk ve torunlarınızı düşünürsek; yere attığınız her bir çöp için yanınıza bir başka nefes daha alacaksınız. Maskeler güvercinleri, tenekeler kedileri, plastikler köpekleri, fileler balıkları. Az önce anlattığım kadar az eşyayla veda ettiğiniz dünyadan kaç can daha çaldığınızı hesaplayabildiniz mi?

 Çoğunuz Müslüman ve dinine bağlı insanlarsınız. Arkanızdan okunan duaya yakışmadan yaşamak ne kadar sığar gururunuza ya da çoluğunuz, çocuğunuz, torunlarınız ileride kedi, köpek resmi gördüğünde “Aaaa onlar da mı yaşamış dünyada?”, “Peki kim sebep olmuş yok olmalarına?” sorusunun cevabı olarak isminizi duysun ister misiniz? Haklısınız, can sıkıcıyım çünkü soru soruyorum ve sizler de sorduğum sorulardan kaçarak yaşayan soruları sebebiyle benim gibileri iteleyen bireylersiniz lakin inatçı mıyım, bilmem? Sesimi asla alçaltmam, tam tersi sorularımın cevabını alamadıkça daha yüksek sesle sorular sormaya başlarım. Şimdi diğer soruma geçelim: Hayvanlar üzerinde denenen ve ben dahil alıcıların çoğunun hangisi öyle hangisi değil ayırt etmekte zorlandığımız sebebi ise hayvanlar üzerin de denenmeyen ürünlerin azlığı olan sorunu ne zaman çözeceksiniz? Sizlerin üzerinde denemeye başladığımızda mı? Cani bir soru daha değil mi? Fikrimce hayvanlar üzerinde deneyler yaparak işkence uygulayan insanlar benim tanımımla “Modern Hitler” olarak adlandırılmalıdır. Hitler kimdir? İkinci Dünya Savaşı sırasında Nazi Tıbbi Deneyleri adı altında bir çok insan üzerinde rızası olmaksızın deneyler yapmışlardır. Sıtma, tifüs, tüberküloz, sarı humma ve bulaşıcı hepatit dahil olmak üzere bulaşıcı hastalıkların önlenmesi ve tedavisine yönelik bağışıklık sistemi bileşenleri ve sera deneyleri yapmışlardır. Tıbbi ve teknolojik gelişimler yaratmışlardır. Bütün bunlar Hitler‘in tarihin gördüğü en büyük cani olduğu gerçeğini değiştirmez. Yaşananları acı ve deneyleri çoğumuz canilik vahşilik olarak adlandırıyor ve kınıyoruz. Peki hayvanlar üzerinde yapılan deneylerin geçmişte yaşanılandan ne kadar farkı var?

 Bizler cani varlıklar değiliz. Merhamet ve vicdan yüklenmişiz. Tek yapmamız gereken kullanmayı öğrenmek ve aktif hale getirmektir. Çok zor olmasa gerek ki sizden bir şey beklemeyen canlıları rahat bırakmak. Onları ailelerinden yuvalarından ayırmamak. Hangi insana hatta insanlığa yakışır yavru kediyi tekmeleyerek öldürmek, ona tel ile dikiş atmak ya da kıvır kıvır tüyleri olan köpeği yakmak, sevimli bir canlıyı dövüşçüye dönüştürüp birbiriyle dövüştürmek sonrasın da cezayı yine ona kesip yasaklamak? Çözüm aramak yerine daha da sorunsallaştırmak ayıptır, hayata ve hayata dair her aşka. Hayvan aşkına, dost aşkına, sevgili aşkına, aile aşkına, tanrı aşkına… Yaraların iyileşebilmesi için kabuk bağlamasına izin vermek gerekir, bizler ise tam tersi her sabah bambaşka haberler ve olaylarla o kabuğu tekrar tekrar söküyoruz. Yapmayın… Bencillik yaşam tarzı değildir, dünya sadece size ait değildir ve olmayacaktır. Bırakın kendi hallerinde yaşasınlar hayatlarını sürdürüp doğal yollarla sonlandırsınlar.

Eklemek istediğim son cümle şudur: En acı olanı benzer köşe yazılardan binlerce olması ve tek bir ilerleme dahi kaydedilmemesidir.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER