Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Yeni Alman’ ya  ve Muhtemel Politikaları

Yeni Alman’ ya  ve Muhtemel Politikaları

Hristiyan Demokrat Birlik partili Angela Merkel dönemi yaklaşık 16 yılın ardından sona erdi.

Almanya bir koalisyon hükümeti kurmaya hazırlanıyor.

Olaf Scholz başbakan, bu hafta devralıyor.

Parlamenter sistemle yürütülen Batılı devletler koalisyon hükümetlerini genellikle uyum içerisinde yürütebiliyor.

Bu konuda mahirler.

Pandemi ile birlikte kartların yeniden karıldığı dünyada yalnızlaşan AB’nin yalnızlaşan kurucu gücü Almanya global değişimde etkili olmak ve değişime şekil verebilmek için güçlü bir koalisyon kontratı ile er meydanına çıkıyor.

Dünyanın dördüncü büyük ekonomisi Almanya son derece gelişmiş bir sosyal piyasa ekonomisine sahiptir.

Euro bölgesi ekonomisinin %28’ini üreten Almanya, dünya siyasetine damga vuran devlet üstü kurumlardan Avrupa birliği ve Euro Bölgesinin kurucu gücüdür.

Yirminci yüzyıl siyasetinin kötü kokuları burun direklerimizi sızlatmaya devam ederken  Çin’in ‘Kuşak ve Yol’ projesine karşı  içinde AB politikaları ve gücünü de barındıran G7’ nin ‘Yeşil Kuşak ve Yol’ planı masaya sürüldü.

2013 yılından bu yana aktif olan Çin’in kuşak ve yol icraatları Pakistan’ın Gvadar limanından Yunanistan’ın Pire limanına kadar uzanırken Çin’in bu ilerleyişine engel olamayan Almanya, Fransa, İngiltere ve ABD’nin yaklaşık sekiz yıl sonra mâlî destekten yoksun G7 ile sağladıkları siyasi birlik sonuç almaktan uzak gözüküyor.

Almanya’nın güçlü koalisyon protokolü kendi içinde birliği sağladığı taktirde önce AB’ye ardından ABD ve İngiltere’ye  ilham vererek Çin’e karşı bir set oluşturabilecekleri kanaatindeyim.

Aksi takdirde Rusya ve Türkiye’den de uzak düşecek Avrupa’nın  yeniden İngiltereli Amerika’ya boyun eğmek zorunda kalacağı manidar gözükmektedir.

Çünkü Çin ile rekabet edemeyen  AB ve ABD’ye dünyanın geri kalanı itibar göstermeyecektir.

Alman ekonomisini güçlü kılan unsur bilgi üreten yüksek teknolojiye hâvî alt yapısı, yüksek dış satım girdisi, mâlî bunalımlardan az etkilenme potansiyeline karşı  küresel pandemi öncesi sanayileşen yaklaşık on iki ülkenin aynı teknolojilerle endüstri ve sınai üretimini yakalamış olması Alman mallarının depolarda beklemesine yol açmakta ve yükselen enerji fiyatları ile ekonomilerinin sekteye uğrayıp enflasyonun  yükselmesine sebebiyet vermektedir.

Almanya’da enflasyon Kasım 2021’ de  5,2 ile son otuz yılın en yüksek seviyesine ulaşmış gözüküyor.

Alman ekonomisinin 2016 yılında olduğu gibi dünyanın en yüksek ticaret fazlasını gerçekleştirdiği dönemlerin geride kaldığını söylemek  doğru beyan olacaktır.

2021 yılı için açıklanan resmi büyüme rakamları % 3,5 ten % 2,4’e çekildi.

Almanya’da fabrika üretimlerinde yaklaşık % 8 azalma kaydedildi.[1]

Sosyal Demokrat Parti, Yeşiller ve Liberal Hür Demokrat Parti ile kuracağı koalisyon hükümetinin yol haritasında Almanya’da  dijital dönüşümün sağlanması, sosyal adaletin, demokrasi ve özgürlüklerin güçlendirilmesi, iklim değişikliği ile AB’yi güçlendirecek aktif bir dış politikanın öne çıkarıldığı görülmektedir.

Üç koalisyon partisini temsil eden renk skalasının  trafik ışıkları ile  aynı olması ‘Trafik Lambası’ koalisyonu adının öne çıkmasına sebebiyet verdi.

Ülkenin 1950’li yıllardan bu yana ilk kez üç partili bir koalisyon hükümeti ile yönetilecek olması uyum sürekliliği bakımından  dikkat çekiyor.

Türkiye’nin iç siyasi gelişmelerini endişe verici olarak niteleyen koalisyon protokolü, ülkemizin önemli bir komşu ve AB üyesi olma niyetine vurgu yapıyor.

Protokolde Batı Balkanlara vurgu yapılarak altı AB adayı ülkenin katılım sürecinin desteklenmesi gerekliliği sözleşmede yer aldı.

Oy kullanma yaşının 16’ya düşürülmesi ve göçmenlerin Almanya’da beş yıl yaşadıktan sonra vatandaşlık için başvuruda bulunabilecekleri kayda alındı.

Esrar satışının bir düzenleme ile yasallaştırılmasına da protokolde yer verildi.

Ayrıca, ülkedeki arabaların en az %15’nin 2030’a kadar elektrikli olmasının sağlanması protokole düşülen notlar arasında yer aldı.

Askeri insansız hava araçlarının silâhlı hale getirilmesinin önü açılacak.

Yaşı ilerlemiş Tornado savaş uçaklarının emekliye sevk edilerek yerine yeni savaş uçaklarının alınması sağlanacak.

Rusya ile özel, yapıcı diplomasiye vurgu yapılarak farklı tehdit algılarına karşılık ortak Avrupa siyaseti oluşturulmasına odaklanılacak.

Türkiye ile ihtiyatlı bir işbirliği anlayışı ortaya koyan yeni siyasi protokol öteden beri Almanların Türkiye’ye bakışının değişmeyeceğini deklere etmiş oldu.

Buna rağmen Türkiye için AB’nin önemli bir komşusu, NATO’da önemli bir partner ve Türkiye kökenli nüfusun iki ülke arasında sağladığı potansiyele vurgu yapılarak demokrasi, hukuk devleti, insan hakları, kadın hakları ve azınlık hakları muhtevası öne çıkarıldı.

AB üyelik müzakerelerinde yeni bir başlığın açılmayacağı gibi açılmış hiçbir başlığında kapatılmayacağını ortaya koymaları protokolde aktif dış politika başlığının en azından Türkiye’yi kapsamadığını ortaya koymuş oldu.

 

Saygılarımla.

 

 

Kaynakça:

1-)https://www.hurriyet.com.tr/haberleri/alman-ekonomisi?p=2

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER