Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Yücel Can

24 OCAK 2020 YILLAR GEÇSE DE… HİÇ OLMASA YILDA BİR; ama, keşke…

Ozel anlamlı gün ve haftalar vardır. Bir de hafızlarda, arşivlerde, gönüllerde, görsellerde, tarihte silinmeyecek; o günü, o anı; önemli, anlamlı, özel kılacak olgular, olayları da unutmamak gerekir.
24 Ocak 2020 saat 20.55(8.45), 6.8 şiddet, deprem süresi 22 saniye Elazığ Depremi- Sivrice- Çevrimtaş Köyü… En çok hissedilen ikinci yer ise Malatya. Elazığ’da ölü sayısı 37, Malatya’da 4. Elazığ’da yaralı sayısı 700 civarı, 100 civarı yıkılan bina. Depremin ardından büyüklükleri 1,8 ile 5,4 arasında değişen 1.140 artçı sarsıntı meydana gelmişti. 
Deprem; Adıyaman, Adana, Batman, Bingöl, Çorum, Diyarbakır, Gaziantep, Hatay, Kahramanmaraş, Malatya, Mardin, Osmaniye, Samsun, Sivas, Siirt, Şanlıurfa, Şırnak, Tokat, Tunceli gibi birçok il ile birlikte Irak, İran, İsrail, Lübnan ve Suriye’de de hissedilmiş ve Adıyaman, Diyarbakır ve Kahramanmaraş’ta birer kişi olmak üzere ölen insan sayısı 44, yaralı insan sayısı toplamı da 1.700 civarıdır. Daha sonra Elazığ’da binlerce ev yıkılmıştı.
Haydi o günlere kısaca bir ufuk turu yapalım.
Düşen bilir elbette. Merhum Anamı hiç böyle görmemiştim. Deprem sonrası Sizi ilk arayanlar yok mu, Sizi yalnız bırakmayanlar…
Tabii ki Kalem de Anasını, Babasını, Kardeşlerini, Yakınlarını, Dostlarını; Elazığ’ı arıyor ve merak ediyordu. Telefonda bağrışmalar, gürültü, korna sesleri ve Ana’mın her zamanki imanlı duruşuyla tekbir sesleri, camideki teslimiyetler, çekilen tesbihler…
… Ve anam dün çok gergindi, içi doluydu, mahzundu. Oğul binamızda hasar var, binadan kaçan kaçana, iki üç ev kaldık apartmanda. Karşı komşum olmadan, komşularım olmadan, çocuk sesleri olmadan, torunlarımı her gün görmeden ben ne yapayım?
Çok üzgündü, sesi titrekti, boğazları düğümleniyordu sanki Annemin. Bundan daha acı hikayeler, yaralanmalar, yıkım ve ölümler…
Elazığ derin bir yara aldı bu defa…Bizimle olanları Allah ağyar etsin. Bu vesile ile Anneme ve ebediyete irtihal edenlere rahmetler olsun.
Yıkılan sadece evler, binalar mıydı; ya ölen, yaralanan, hüzne boğulan insanlar? Bu kadar mı, sadece olanlar, yaşananlar birkaç satırlık mı?
Elbette hayır. Önce ateş düştüğü yeri yakar, ölenler ve arkasında kalan manevi ve maddi kayıplar, yıkılan bir şehir ve acaba insanlık da yıkıldı mı, yara almadı mı?
Arama- kurtarma -sağlık- yangın- acil yardım, ilk müdahale adına tepeden aşağı Devletimiz oradaydı. İçişleri Bakanımız başta olmak üzere Sağlık, Çevre -Şehircilik ve İklim Bakanlarımız uzun süre Elazığ’dan ayaklarını çekmediler; özellikle de İçişleri Bakanımız…
Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) koordinasyonunda depremin hemen ardından başlayan kurtarma çalışmalarında, 21 farklı kamu kurumu, sivil kurum ve kuruluştan 3 bin 829 personel, 22 arama kurtarma köpeği, 568 kara aracı ve beş hava aracı yer almıştı.
Yani Devlet, Cumhurbaşkanımız, siyasiler, politikacılar, belediyeler, gönüllü kuruluşlar-İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği, gönüllü kişiler, hayırseverler, organize ekipler; toplumun değişik kesimleri, Türkiye oradaydı. Sadece Türkiye mi?
Birçok ülke mesaj ile acılarımızı paylaşıyordu. Deprem anından itibaren hüzün ile birlikte enkaz altında insana ulaşma adına çabalar… 45 kişinin enkazdan canlı olarak çıkarılması, başta devletimiz olmak üzere resmi kurumların Kayseri, Erzurum, Adana, Aksaray, Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Mersin, Ankara-Çankaya Belediyelerinin… en kısa sürede orada bulunması, insanı umutlandıran ve mutlu eden manzaralar, bir vücudun parçası gibi orada bulunulması, asker ve güvenlik güçlerimizin ev taşımaları…
İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneğinin İçişleri Bakanlığı, AFAT ve Valilik açıklamaları doğrultusunda yardımları ayni ve nakdi yardımları yönlendirmesi; Yönetim Kurulu Üyeleri ve İl Temsilcisi düzeyinde bizzat deprem bölgelerinin ziyaret edilerek ayni, nakdi yardım, psiko- sosyal destek programlarının uzunca bir süre devam edildi. Deprem sonrası da Konteynırlarda Gençlik ve Spor Bakanlığının desteği ile de Geleneksel Çocuk Oyunları ile yüzler gülmüştür buralarda.
Hafıza kayıttır. Depremde hayra vesile olmamızda emekleri geçen o dönemki Fırat Üniversitesi Rektörlüğü adına Sayın Prof. Dr. Bahattin Cebeci’ye kayıt olan hafızadaki şükran yerindeki yerini ölümsüzleştirdiler. Yine dönemin valisi Sayın Erkaya Yırık’ı da unutmamak lazım.
Acı, hüzün, keder; bir o kadar umut ile birlikte onlarca güzellik, mutlu manzaraların aması, keşkesi var. Öyle ki bazıları Elazığ’a duyulan farkındalık ve ilginin nedenini arıyordu. Sosyal medyada ırkçı, insanlıktan nasibini almamış birisi de hizmet ettiği amaç doğrultusunda onlar Kürt’tür gibi gafletinin, ihanetinin, alçaklığının bedelinin cevabını insanlardan, güvenlik güçlerinden ve inşallah hukuktan da karşılığını almıştır.
Kalem, İdareci ve Bürokratlar Birliği Derneği hep der ya şekilden öte adama olabilmektir asıl mesele. Gelelim amalara, keşkelere, fakatlara…
Deprem bir acı iken ikinci bir acı da bunu fırsata çevirenlerin, farklı yerlerden oraya gelen fırsatçıların insanlık dışı ahlaksız ve alçak uygulamaları. Dağıtılan ürünlerde sınır tanımaz istismarlar- çalınmalar, su-i istimaller, rant, çok yönlü fırsatçılık; fahiş inşaat malzemeleri, ev kiraları- kargo- nakliyat…. O kadar üzücü tablolar yaşandı ki maalesef yaşananlar, ya da yanlış yönlendirmeler neticesinde devletin yaptığı yardım yokmuş gibi imaj verilmeye çalışılmadı değil.
Birilerinin hatırı veya tanıdığı olmakla hasar görmüş aynı binalarla ilgili iki, hatta üç kararın verilmesi tam tamına bir fecaatti. Ya okuma yazması olmayanlar, engelliler, yaşlılar, çalışmalarından; duyurulardan haberi olmayanların mağduriyeti!
Önce orta hasarlı kararı verilen bir binanın değişik müdahale ve yönlendirmelerle hasarlı hale döndürülmesi ile müteahhitlerin fırsatçılık yaparak binalardaki bu işten anlayan ayakçılık yapan fırsatçılarla ortak hareket ederek deprem yönetmeliğine göre çoğunluğun bir şekilde sağlandıktan sonra mağdur edilmesi kalıcı önemli iki sorundur ki bunun en güzel örneği Üniversite Mahallesindeki Oğuzhan Apartmanıdır. Daha bunun gibi kulaktan kulağa gelen birçok mağduriyet söz konusudur.
Konteynırlar, çadırlar kime verildi, hangi kriterler geçerli oldu, kimler faydalandı, kimler neden faydalanmadı. Hangi köylerde evlere müdahale edildi, ya da edilmedi; merkeze bağlı Üçağaç Köyü gibi.
Ya deprem konutları yapılana kadar yapılan kira yardımları ne alemde derisiniz?
Bilgi kirliliği, iletişim ve bilgi eksikliği, depremzedelerin kendilerine verildiği süreden veya ne yapacağını bilememekten kaynaklı mağduriyetler, hak kayıpları da yukarıdaki gibi kalıcı mağduriyetlere neden olmuştur.
Denetim eksikliği veya yetersizliği nedeniyle de kalıcı mağduriyetler ve hak kayıpları da söz konusu olmuştur. Devletin verdiği evlerden hak sahibi olamamak gibi.
Elazığ’ın birçok alanda kıyas ettiği Malatya mukayesesi maalesef Elazığ Depreminde de olmuştur.
Sonuçta depremin bir ilk olması, tedbir ve denetimlerin yeterli olmaması, su-i istimaller, önyargılar, kirli ve yanlı politikalar…
İçişleri-AFAT, Çevre Bakanlığı, Belediye, Valilik arasında koordineli çalışmalar olmuş ama bu bir şekilde ya sekteye uğramış ya da hizmet yapılmamış gibi algılar yaygınlaştırılmıştır.
Sonuçta depremin kalıntılarından uzak adeta yeniden imar olan bir şehir ortaya çıkmıştır.
Şükredilecek husus şiddetli depreme rağmen ölü sayısının ve zararın az olmasıdır.
Tarihi kayıtlara göre Elazığ 2020 yılında yaşadığı 6,8 şiddetindeki depremi 1905 yılında da yaşamıştır. Elazığ 1874 yılında 7,1 şiddetinde etkili bir deprem yaşamıştır. Daha sonraki yıllarda da 5 şiddetinin üzerinde ondan fazla deprem yaşamıştır.
Aslında Elazığ depremi Türkiye için bundan sonraki depremler için bir ilk olması, bundan sonrakilere karşı alınacak tedbirlerin; yol haritası, pusula olması; depreme hazırlık yapılması demektir ki daha sonraki depremlerde, felaketlerde de Elazığ Depreminin tecrübesinden faydalanıldığı bir gerçektir. İzmir Depremi gibi…
Devletimizin Elazığ’daki depremde üzerine düşeni yaptığı bir gerçektir ama bir ilk olma nedeniyle yaşanılan mağduriyetler söz konusudur; bu mağduriyetlerin bir kısmı da devam etmektedir.
Elazığ Depremi sonrasında farklı bilgiler söz konusudur. Bu bilgiler dikkate alındığında Elazığ’da 10 bin ila 90.000 arası kayıt içi-dışı göçün olduğu belirtilmektedir ki 2022 yılı Ardahan, Bayburt, Tunceli İllerinin ortalamaları 88 bin nüfus baz alındığında üç ilin ayrı ayrı nüfusu kadardır. Buna Bayburt İli de katıldığında ortalama nüfus 90 bin civarıdır.
Bir başka ifade ile Elazığ’da giden nüfus oranı dört ilimizin ayrı ayrı nüfusu kadardır. Göç önemli bir olgu kavramdır. Çünkü nüfus kadar, nüfuz da önemlidir. Depremden giden nüfusun dönüp dönmediği, döndü ise kaç kişinin döndüğü de bilinmemektedir.
Elazığ’a çevre illerden yoğun göçlerin geldiği ve Elazığ’a farklı illerden göçlerin olduğu kesin olmayan ifadelerdir.
Fırat Üniversitesi. İİBF Uluslararası İktisadi ve İdari Bilimler Dergisi (Cilt:6, Sayı:1,2022 125) Deprem ve Göç İlişkisi: 24 Ocak 2020 Elazığ Deprem Örneği (Kabul Tarihi: 01/05/2022) isimli eserde 2020 depremi sonrası Elazığ ili için ise, ulaşılabilen nüfus oranı 2019 yılına ait toplam nüfusun 591.098 kişi olduğu bildirilmektedir. Deprem sonrası süreçte ise nüfus 588.088 kişi olarak azalış gösterirken net göç hızı ve göç oranı da azalmıştır. Yani 29.248 dış göçün oranı-15.0’dır.
Sadece depremde değil; Elazığ İstiklal Savaşının, Çanakkale Zaferinin, Birinci Dünya savaşının Şüheda ve Gazi merkezi hükmündedir.
Elazığ düşmanın ayak basmadığı, ilin kuruluş tarihinin olmadığı ancak yakın illerde unvan alan illerin başındaki gizli Şanlı, gazi, kahraman bir şehirdir.
Elazığ, her zaman huzur adası olup tarihin sayfalarında terörün, bölücülüğün, darbelerin karşısında olmuş; Keban Barajı’nın yapılması ile de toprakları sular altında kalarak hemşerilerimiz başka illere göç etmek zorunda kalmıştır.
Tarihin yapraklarına dokunulduğunda haza Harput, Elaziz Beyefendisi, yeter ki gönüller hoş olsun ne fark eder ki şeklinde düşünen kadim, kadirşinas, aziz insanlardır; aziz şehirdir Elazığ. Neden mi fethedilen toprakların imarında Elazığlı vardır.
Kötü niyetli değiliz
Elazığ birçok yönden Türkiye’nin örneklemi, profili durumundadır.
Elazığ özellikleri, güzellikleri, farkındalıkları olan bir şehirdir.
Elazığ, Türkiye’nin önemli bir merkezi ve parçasıdır.
Elazığ; Türkiye’nin kalbi, ulaşım ağının kalbidir.
Elazığ hizmet, turizm, kültür, inanç gibi birçok alanda yatırım merkezidir.
Elazığ her yönüyle milli, manevi, inanç ve kültürel değerlerinin hamuru, mayası ve huzur adasıdır.
Eksik kalmış, kadük olmuş, unutulmuş birçok husus kanun ile affa uğruyor, kapsam alanına alınıyor, kapsamı genişletiliyor, torba kanunu, yeni düzenlemeler yapılabiliyor.
Elazığ’ın da içerisinde bulunduğu deprem ve felaket kapsamında atılacak bir adım için haydi tam zamanı şimdi…

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER