Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Halit Korkmaz

Emperyalistler Arasında bir Türkiye

Emperyalistler Arasında bir Türkiye

Emperyalizmin en etkin ilişki biçimi yönetme tarzıdır.

Batı kulübü Cumhuriyet öncesinde ve sonrasında Türkiye üzerinde yürüttüğü-yürüteceği faaliyetlerini kendisine rehber olarak seçtiği yerli işbirlikçiler eşliğinde sürekli yeni form ve tarzları da  ekleyerek aktive etmek sureti ile varlığını ve hegemon tavrını sürdürür.

Başarılı olduğu ve de olamadığı dönemler bilinmektedir.

Son iki yüz yıl içerisinde genelde başarılı olmuşlardır.

Bu kez karşılarına R T ERDOĞAN gibi inanmış bir liderin çıkması rekabetin çatışmaya evrilmesine sebebiyet verdi.

Hesaplarına uymayan proje ve olaylarda  NATO içerisinde AUKUS gibi yeni paktlar ihdas ederek Anglosakson şemsiye altında Fransa gibi bir devlete Avustralya-Fransa nükleer denizaltı proje sözleşmesini iptal ettirip söz konusu sözleşmeyi kendilerine bağıtlayarak yollarına devam etmektedirler.

ABD’liler  dost, stratejik ortak veya çıkarlarının örtüştüğü bir sözleşme ile de olsa güvenilecek bir genetik ve idrâkin sahibi değillerdir.

Onlar sadece güç uygular ve güçle durdurulabilir.

Türkiye iki binli yılların başında gerçekleştirmiş olduğu ekonomik atılımlarla kişi başına düşen milli geliri 3.492 dolardan 2013 yılında kişi başına 12.615 dolara, 2020 yılında  pandeminin de etkisi ile  kişi başına gelir 8.538 dolara oturmuş oldu.

Türkiye’de hükümetler değişir fakat dertler değişmezdi.

Ak parti iktidarları ile Türkiye yeniden kuruldu.

Türkiye’de yirmi sene önce var olan dertlerle bugün konuşulan sıkıntılar asla mukayese edilemez.

Bu sıçrama mükemmel bir siyasi organizasyonla kalkınma ve büyüme politikaları ile entegre edilerek yıllardır ihmal edilen Türkiye’nin alt yapısı % 90 oranında tamamlanarak devlet içinde bulunduğu köhnelikten çıkarılmış oldu.

En önemli husus kurulmakta olan yeni dünya düzeninde Anadolu’da kendi silâhlarımızı üretmeden yaşama ihtimalimizin kalmadığı bir raddede Savunma Sanayi Başkanlığı’nca üretilen yerli silâhlarla savunmamızı kendi öz asker ve öz silâhlarımızla  sağlam, düşük maliyetli, sürekli ve kalıcı bir şekilde üretir  duruma geldik.

Dünyada motor yapan üçüncü medeniyet Türkiye oldu.

Türkiye artık  parasını ödeyip de Batı kulübünden satın aldığı silâhları terörde ve savaşta kullandığı vakî zamanlarda Almanya örneğinde olduğu gibi “bizden satın aldığınız silâhları terörde kullanamazsınız” notası ile karşı karşıya kalmayacaktır.

Tabii mevcut durum korunabilirse!

Bir zamanlar Türkiye’de uçak fabrikası kurulmuş daha sonra o fabrika tencere üreten atölyeye çevrilmişti.

Türk ordusunu ABD’nin ve NATO’nun emrine verdiğimiz dönemlerde, Amerika ve Batı kulübünün diğer üyelerini rahatsız edecek eylemler içerisine girmediğimiz, hatta hukukî haklarımızı dahi alçak sesle savunduğumuz dönemlerde bile ikircikli ve baskıcı davranışlarına muhatap olduğumuz batı kulübü deyilmidir.

Batı Kulübü Türkiye’nin soğuk savaş yıllarında olduğu gibi edilgen bir şekilde kalmasını istiyor.

Türkiye’nin ABD ve NATO’ nun siyasi politikalarını yerine getirmesini, ileri bir karakol olarak Rusya’ya ve bölge ülkelerine karşı duruş sergilemesini, kısaca verilen görevlerden başka bir siyasi duruş ve eylem ortaya koymamasını istiyorlar.

Bu isteklere uyulmadığı takdirde saldırılar başlıyor.

Türkiye ve cumhurbaşkanı için diktatör, saldırgan, otoriter, yayılmacı, tek adam gibi kılıflarla içerideki işbirlikçileri ile aynı ağzı paylaşıyorlar.

Sömürge alanları içinde bulunan mazlum halklarla kurduğumuz gönül ilişkilerinden ve diyaloglardan bizi men etmek istiyorlar.

Kaldı ki bugün Afrika’da oyunları bozan, Libya ile yapılan deniz yetki alanları mutabakatı ile oluşturulan Mavi Vatan kavramı, ülkemizin kan ve kaynaklarını akıtan terörün ülke dışına itilmesi, üç ayrı kanaldan keyiflerince yürüttükleri Türk istihbaratının tek merkezden işletilip milli ve etkin hâle getirilmesi, stratejik nükleer santralin faaliyete geçmek üzere olması, Karabağ’ın Azerbaycan topraklarına katılması, Suriye’nin kuzeyinden kurulacak Kerkük Akdeniz boru hattı ve terör kanton devletinin püskürtülmesi, Katar devletine destek verilerek Basra Körfezinin Arap körfezi haline getirilmesinin önlenmesi ve üretilen katma değeri yüksek milli silâhların ihraç edilerek emperyalist güçlerin gelirlerine ortak olunması  Türkiye’nin haddi aşıp yeteri kadar ileri gittiği kanısı uyandırarak bugün Türkiye doğu ve batı güçleri arasında siyasi, ekonomik, diplomatik ve askeri alanlarda sıkıştırılmaya başlanmıştır.

Türkiye’nin etkin bir devlet olarak uluslararası arenada yürüttüğü bu faaliyetlerinin durdurulması için malum çevreler birlikte hareket etmeye başlamışlardır.

On devlet ve daha fazlası birden saldırıya geçmektedir.

Karabağ’ın Azerbaycan topraklarına katılmasının ardından Minsk Grubu eş başkanları Fransa ve ABD’nin yanında en çok rahatsızlık duyan ülke İran olmuştur.

ABD’ li senatörleri ziyaret eden HDP’ li heyetin ardından yaklaşık otuz senatörün ABD Dışişleri Bakanı Blinken’e cevaplaması için bir metin sundu.

Bu metinde Türkiye’ye daha etkin baskı ve ambargoların uygulanması için talep vardı.

Türkiye’nin bekasını ve geleceğini düşman devletlerle aleni müzakereler yaparak tehlikeye sokan PKK ve onun siyasi ayağı HDP’nin öncelikle Millet İttifakı içerisinde bu faaliyetlerine gem vurulmak sureti ile engellenmesi ve Emperyalist devletler ile ülkemizin çıkarlarına yapılan ve yapılacak olan saldırı ve faaliyetlerin önüne geçilmesi şarttır.

Bu diyalog, yörüngesinden çıkmış ve siyasi kıblesi değişmiş CHP ile olamayacağı sarih olmakla birlikte aynı ittifak içerisindeki diğer uygun partiler ile ciddi olarak müzakereye alınmalıdır.

Sonucu kadim Türk halkı ve seçmeni ile bölüşülmelidir.

CHP, HDP’nin ilk imtihanından geçti.[1]

HDP’nin ‘ülkeyi birlikte yönetelim’ teklifine CHP ‘evet’ dedi.

CHP’nin ‘parti tabanından tepki gelir’ korkusuyla gizliden yürüttüğü HDP ile ittifakı, PKK’ya yönelik Suriye tezkeresinde bir kez daha gün yüzüne çıktı. Kılıçdaroğlu yönetiminin tezkereye hayır oyu vermesi ile parti tabanında HDP birlikteliğinden rahatsız olmaya devam eden kesime “Siz de bu yeni duruma alışsanız iyi olacak” mesajı verilmiş oldu.

CHP, HDP’ ye taşıyıcı annelik yapmakla Türkiye’nin başına ‘özerklik’ gibi fantezi söylem ve eylemlerle yeni cepheler açmaya devam etmektedir.

Batı kulübünün özellikle Amerika’nın Türkiye ile kopan bağlarının tamir kaldırmaz bir hâl içine sokulması ülkemizi siyasi yürüyüşünde yeni  koridorlarda volta  atmak mecburiyetinde bırakacağı gerçeği manidar gözükmektedir.

Roma’da yapılan Biden-Erdoğan görüşmesinde  Erdoğan’ın  Biden’a “hem senatoda hem de  kongrede çoğunluk sizde” deyip Türk-ABD ilişkilerinde verilecek olumsuz kararlar akabinde Türkiye’nin istemese de almak zorunda kalacağı siyasi tercihlerin  müsebbibi siz olursunuz mesajı yatmaktadır.

Diğer taraftan, Biden-Erdoğan görüşmesi sürerken PYD terör örgütü “Amerika bizi terk ederse çok kötü olur” beyanatını dünya kamu oyuna vererek alacağı kararlarda Biden’a adete uyarı mektubu göndermiş oldu.

Emperyal sistemin kendilerinin olmayan ülkelerden istediği tam teslimiyettir.

Yani sonuna kadar sömürüp kölelik isterler.

Köleliği kabul etmeyen devletleri kendi başına bırakmaları mümkün değildir.

Hele bu devlet Türkiye ise asla rahat bırakmazlar.

Emperyalistler kendilerinin haricinde ‘motor’ yapan üçüncü medeniyet olan Türkiye’yi boğmaya karar vermişlerdir.

Evet, Putin’den sonra Erdoğan’da  motor yapmayı başardı.

Liderlerden, iktidarlardan, partilerden daha önemli milletin ve devletin bekasıdır.

Milletimiz devleti ile başarır, devlete ihanet içinde olan siyasi ve askeri faaliyetleri görelim.  

Ya başaralım, ya başaralım.

 

 

Saygılarımla.

 

 

Kaynakça.

 

1-)https://www.yenisafak.com/gundem/chp-ilk-imtihandan-gecti-hdpnin-ulkeyi-birlikte-yonetelim-teklifine-evet-dedi-3709113

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER