Lâiklik evrensel bir değer değildir

Ballandıra ballandıra anlatmışlar:

Beşiktaş-Sivasspor maçında Beşiktaş taraftarları, defalarca İzmir Marşı söyleyip, ‘Türkiye lâiktir lâik kalacak’ sloganı ile coşmuşlar.

Seçim yaklaştıkça toplumu gerecekler diye aklı başında birçok kalem yazdı. Lâkin hadise sadece seçimlerle ilgili değil. Türkiye’yi yıkmak istiyorlar.

Lâiklik holiganlarına sormak isterim:

1) Lâiklik evrensel bir değer midir?

2) Lâikliğin beşiği Fransa’da bile bizdeki şekliyle bir uygulama var mıdır?

3) İngiltere gibi dünyanın en medenî ülkelerinde neden lâiklik yok?

4) Yeryüzünde kaç lâik ülke var?

5) Lâiklik bu milletin tercihi midir?

Suallerime samimi cevap versinler. Veremezler. Çağdaşlıkları çelişkilerinden menkul kesim; onüç ondört yaşında bir kıza defalarca tecavüz edilip öldürüldüğünde ses vermez ancak ondört yaşında bir kız ana babasının ve ahalinin tasdiki ile evlendirilince kıyameti koparırlar.

Onlara da, her geçen gün İslâm’a biraz daha yabancılaşan Müslümanlara da hatırlatmak isterim: Kur’ân’da anlatılan hiçbir kıssa yalnızca o hadiselerin geçtiği devre mahsus değildir. Toplumlar kendilerini düzeltip Allah’ın emrini dinlemezlerse her devirde aynı tufanlar, aynı sayhalar inecektir tepelerine.

Meselâ Hazret-i Nuh aleyhisselam kavmini açık ve seçik şekilde uyarmıştı. Allah’a ortak koşmayın, azgınlık yapmayın, haddi aşmayın, zulm etmeyin, yeryüzünde fesat çıkartmayın, salih, âdil, itaatli, ibadetli kullar olun demişti. Onlar ise, her türlü ahlâksızlığı utanmadan, arlanmadan işliyorlardı. İçki, refah, zenginlik, mal mülk, altın gümüş, müzeyyen evler, şehvetler, zinalar, ribalar… Ve belâlarını buldular.

Dünya’nın çeşitli yerlerinden haberler saniyesinde geliyor: Duyuyor, görüyorsunuz. Çağımızda da nice kavimler tufanlarda can veriyor, mahvoluyorlar. Bazıları diyecektir ki “fakat Pâkistan’daki Muson yağışlarında da 1100 Müslüman öldü. Bunlar kâfir değildiler neden böylesi şiddetli bir azaba (tufana) uğradılar?”

Onlara Ehl-i Sünnet tefsirlerinden A’râf Sûresi 155’inci àyet tefsirini okumalarını tavsiye ederim. Bendeniz burada yalnızca meâlini vereceğim:

“Musa, ta’yin etdiğimiz vakıtda (tevbe için beraberinde götürmek üzere) kavminden yetmiş adam ayırdı. Vaktaki onları müdhiş bir sarsıntı tuttu, dedi ki: «Yâ Rab, eğer dileseydin onları da, beni de daha evvel helak ederdin, içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günâh) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin? Zâten o da Senin imtihaanından başka (bir şey) değildi. Sen onunla kimi dilersen sapıklığa götürür, yine onunla kimi dilersen (bunu da) doğru yola iletirsin. Sen bizim velîmizsin. O halde bizi yarlığa, bizi esirge. Sen yarlığayıcıların en hayırlısısın»”

Hasseten; «içimizden bir takım beyinsizlerin işlediği (günâh) yüzünden hepimizi helak mı edeceksin?» kısmında Allah neyi murad etmiş bunu anlamaya çalışınız.

Birileri dinimize diyanetimize her türlü hakareti yapıyor ve biz korkup tırsıp ciddî bir protesto sergileyemiyorsak, azabı bekleyeceğiz demektir:

“Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden yalınız zulmedenlere çatmaz (âmmeye de sirayet ve hepsini perişan eder). Hem bilin ki Allah, şübhesiz azabı çetin olandır.” (Enfâl Sûresi 25. Âyet)

Muhteremler Kur’ân bir masal yahut hikâye kitabı değil. Oradaki kıssalar yaşandı ve yaşanmaya devam edecek. Cihan savaşları, pandemiler de tufan gibidir.

İçimizdeki beyinsizler yüzünden toptan helâk olmayalım istiyorsak bizler de beyinsizlik yapmayalım, dinimize diyanetimize hakkıyla sahip çıkalım.

Bu vatan bizim, bu din bizim. Şu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli… Ebedî yurdumun üstünde inlesin. Bunlar değerlerimizle alay etsin diye mi nice güneşler battı? 30.08.2022